Siirt İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kültür

Halk Şiiri ve Ozanlar :
Antolojilerde yöreden yetişmiş halk ozanlarının ürünlerine rastlanmamaktadır. Karma toplumsal yapı ve dil özellikleri, bunun en önemli etkenlerindendir.

Maniler :
Siirt’te mani söyleme geleneği, öbür illerde olduğu gibi canlı ve yaygın değildir. Düğünlerde mani okuyucu kadınlar gelince, güveye ve kardeşlerine maniyi andıran arapça dörtlükler söyler. Bunlar daha çok bahşiş alma amacıyla söylenmiş övgüler niteliğindedir.
Mani okuyucuların gün geçtikçe azalması, söylenen dörtlüklerin sürekli tekrarlanarak cazipliğini yitirmesi sonucu, bu gelenek ortadan kalkmış gibidir.

Siirt’te Kullanılan Atasözleri ve Deyimler :
- İş na ehline verilmesin.
- Akşam yağmurundan korkan, ikindiden tedbir alır.
- Siyah köpek beyaz olmaz.
- Söylemek adettir, gelse minnettir, gelmese devlettir.
- Fakire nerden, zengine güle güle.
- Çömlekçi kırık tastan su içer.
- Deve besleyen kapısını geniş tutar.
- Tilkinin bağladığı aslanı fare çözer.
- Öküz yere düşünce bıçaklar bilenir.
- Danışacak adam bulamayan, taşa danışsın.
- Cumartesi-Pazar çalış, muhtaç olmamaya alış.
- Dostumu tanıyana kadar, ömrüm son buldu.
- Allah cahili, amir yapmasın.
- Kıçında donu yok, canı paça istiyor.
- Bilen bilir, bilmeyen bir tutam mercimek sanır.
- Vadi tenha olunca, tilki vali olur.
- Yazık o beldeye ki, amiri çocuk olsun.
- Testiyi başaşağı dönder, kız anasına benzer,
- Bazı musibet güldürür, bazısı ağlatır.
- Hiç yoktan, bir fırt su da iyidir.
- Nefsi uğruna hapsi boyladı.
- Galip gelenin babası, Halep’e gitmiş.
- Borç, göz ağrısından beterdir.
- Alacaklı borçlusunu boğmaz.
- Kötümserlik karartır, saadet aydınlatır.
- İbrik efendi oldu, süpürge hanım.
- At gelmeden yemini hazırladı.
- Sadık dost arıyorum, dar günler için.
- Ölüm olmasa darlık devam etmez.
- On kişi bir arada, bir fare öldüremedi.
- Her darlığın sonunda, ferahlık vardır.
- Allah, “kalk beraber kalkayım” demiş, “yatta boğazına dökeyim” dememiş.
- Ayaklarının kıymetini bilmeyen, ellerini yorar.
- Allah erik vermiş, dişi olmayan ağza.


Siirt’in Şiirleri :
Siirt’li olan Hilmi YAVUZ, doğu şiirlerinde, doğunun hüznünü, acısını dile getirir. Doğunun kalıtıyla başlayan kitapta doğunun sevdaları, ölümleri, kadınları, bebeleri, gurbetleri ve gurbetçileri yer alır. Bu şiirlerde doğunun tarihini, günümüzdeki yaşamını, bu hüzünlü, acı yaşama karşı sorulan soruları verir. “Doğunun Bebeleri” isimli şiirinde doğu, gerçekçi bir görünümle tüm olarak çizilir.

Doğunun bebeleri taş bebek
değildir acıyı trahom,
gündüzü emek,
günüyse bir gelecek için kullanır
say ki anaları ova, babaları dağ
ve emzikleri tüfek

Doğuyu derinlemesine bir akışla anlatan bu şiirin ardından şair, “Doğudan Bir Kent” isimli şiirinde Siirt’i betimler. Siirt, doğunun acısını, hüznünü, dününü, bugününü simgeleyen bir kenttir.

Siirt, ağaçsız gömütlük
çocukluğu doğal kireç
bir kent, orda her kuyu
bir ermiş kadar su bilir
hüzne kil, öfkeye kum
bir kent, orda duyguyu
doldurur boydan boya zakkum

Siirt, rüzgarlı saralı
gençliği yol geçen hanı
bir kent, korkunun pirinci
gibi ayıklar zamanı
dilencisi, kör nergis
bir kent, ölü bir balı
gömer arıya peteksiz

Siirt, üzümü ayna
yaşlılığı beton laleden
bir kent, orda güz bile
kurur acıyla birlikte
çürür gurbetler yüklükte
ve ölüm, bir büyük aile
gibi dağılır konaklarında